Elektrik Stimülasyonu

Elektrik stimülasyonu, fizyoterapi ve rehabilitasyon disiplinlerinde nöromodülasyon, güçlendirme, ağrı ve somatosensoriyel yönetim için uzun yıllardır yaygın olarak kullanılmaktadır. Dokunun elektrik stimülasyonu, zamanla değişen voltaj veya akım darbeleri ile gerçekleştirilmektedir. Spesifik fonksiyonel hedefler ve hedef yapıların kapasitesi, stimülasyon parametrelerinin seçiminde birincil kriterlerdir. Uygulanan yükün birim darbeleri, polarite, genişlik, yoğunluk, frekans, genlik (volt veya amper), süre (darbe genişliği), şekil (dikdörtgen, üçgen, sinüzoidal), trankunotöz veya invasiv uygulama ve stimülasyon yeri (sinir, kas) ile karakterize edilmektedir. Bu parametrelere göre değişkenlik göstermekte olan ilgili metodolojiler ve uygulamalar, temel olarak fonksiyonel vücut tedavisi ve değerlendirme hedeflerine odaklanmaktadır. Esas olarak tüm kas liflerinin katılımı yoluyla hareketin stimülasyonuna odaklanan Elektrik Stimülasyon yaklaşımları geleneksel ve hareket temelli rehabilitasyona göre hassasiyet açısından birçok avantajı bulunmaktadır. Elektrik stimülasyon yaklaşımları fizyoterapi ve rehabilitasyonda yaygın olarak kullanılmasına rağmen, etki mekanizmaları hala iyi tanımlanmamış durumdadır. Ayrıca tanımlarda bile henüz bir standardizasyon bulunmamaktadır: elektrik stimülasyon, nöromüsküler elektrik stimülasyon, transkutanöz elektrik stimülasyon, somatosensoriyel elektrik stimülasyon...vb. Tanımlar ve tedavi protokollerindeki (frekans, yoğunluk vb.) bu farklılaşma nedeniyle elektrik stimülasyonun kalite düzeyi sorgulanmaktadır. Bununla birlikte, genel olarak, standartlaştırılmamış uygulama prosedürlerine rağmen, elektrik stimülasyon klinik pratikte teşhis, hastaların ilerlemesini izleme, etkilenen yeteneklere bağlı olarak daha ileri rehabilitasyon tedavisi için rehberlik ve aktif hareketin yasaklandığı veya başlatılmasının mümkün olmadığı durumlarda rehabilitasyona imkan tanıyor olmasından ötürü büyük bir potansiyele sahiptir.

Elektroterapi alanındaki bilgi eksikliği fizyoterapistlerin bu yaklaşımı kullanmamalarına neden olmakta ve fizyoterapistler için net bir klinik odağı olması nedeniyle klinik karar verme sürecini etkilemektedir. Türk Fizyoterapi Derneği, Romanya'daki Fizyoterapistler Birliği, Litvanya Fizyoterapi Derneği ve Estonya Fizyoterapistler Derneği gibi ulusal ve Avrupa düzeyindeki profesyonel meslek örgütleri tarafından bu çelişki iyi bilinmektedir. Meslek birlikleri, mesleki becerilerini tamamlamaları için ortaklarına ek eğitim vermenin önemine inanmaktadır.

Elektrik stimülasyonu ile ilgili bilgiler hali hazırda mevcut olup üniversitelerde yaygın olarak kullanılmaktadır. Pamukkale Üniversitesi (PAÜ), Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi (HMKU), Süleyman Demirel Üniversitesi (SDU), Başkent Üniversitesi (BÜ), Craiova Üniversitesi, Šiauliai Devlet Uygulamalı Bilimler Üniversitesi ve Tartu Sağlık Yüksekokulu yıllardır elektroterapi ve elektrofiziksel ajanlar konularında çalışmalarını sürdürmektedir. Bu üniversiteler ayrıca lisans ve yüksek lisans düzeyindeki fizyoterapi öğrencilerinin yanı sıra fizyoterapistler için bu alanda çeşitli eğitim kursları ve atölye çalışmaları sağlamaktadır. Ancak, üniversitelerden profesyonellere bilgi aktarımı sınırlı olup fizyoterapistlerin elektrik stimülasyon uygulamalarına dönük gerçek eğitim ihtiyaçları tam olarak karşılanamamaktadır. Ayrıca, mesleki eğitim ve Avrupa'daki üniversitelerden bilgi aktarımında bölgesel farklılıklar olduğu bilinmektedir.

CK4Stim projesi, lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin yanı sıra akademik personeli, fizyoterapistleri, danışmanları, araştırmacıları, ulusal ve uluslararası fizyoterapi derneklerini hedeflemektedir. Bu proje, Avrupa standartlarına uygun fizyoterapi ve rehabilitasyon eğitimi ve uygulamasında elektrik stimülasyon için ortak bir dil sağlayacaktır. Proje ayrıca mesleki eğitim ve öğretimi mükemmellik için dijital eğitim yoluyla destekleyecektir. CK4Stim projesinin bilimsel, akademik, ekonomik ve sosyal sonuçları olacağı öngörülmektedir.